İçeriğe geç

Kaşe de ne yazar ?

Kaşe de Ne Yazar? – Bir Hikâyenin İçinden Gerçeğe Yolculuk

Bazı hikâyeler vardır, sıradan bir cümleyle başlar ama okuyanı hiç ummadığı bir duygunun ortasına bırakır. Bugün sana anlatacağım hikâye de tam olarak öyle. Başlığı görür görmez aklına belki sıradan bir ofis eşyası geldi: “Kaşe.” Hani şu belgelerin altına basılan küçük ama etkili şey… Ama aslında mesele bundan çok daha derin. Çünkü bazen kaşe, sadece bir mürekkep izi değil; bir hayatın özeti, bir ilişkinin mührü ya da bir kalbin attığı son imzadır.

Bir Kaşenin Hikâyesi: Elif ve Cem

Elif, detaylara önem veren, duygularıyla hareket eden bir kadındı. İnsanların yüz ifadelerini, ses tonlarını, söylediklerinden çok söyleyemediklerini okurdu. Onun için bir şeyin anlamı, yalnızca ne yaptığıyla değil, neden yaptığıyla ölçülürdü. Cem ise tam tersiydi. Hayatı planlarla yaşayan, sorunlara çözüm odaklı yaklaşan, mantık terazisinden şaşmayan bir adamdı. Birlikte çalıştıkları küçük bir ajans, onları aynı masa etrafında buluşturmuştu.

O gün ellerinde sıradan gibi görünen bir evrak vardı. Üzerine sadece bir kaşe basacaklardı. Ama iş, Elif için bu kadar basit değildi.

— “Kaşeye ne yazalım?” diye sordu Cem, kısa ve net.

— “Ne yazalım derken?” dedi Elif şaşkın. “Şirket adını basıp geçeceğiz işte.”

— “Evet ama… ya sadece isim değilse? Ya bu kaşe, insanların hafızasında bizim kim olduğumuzu anlatacak bir izse?”

Cem, önce hafifçe güldü. “Elif, bu bir kaşe. Romantik bir mektup değil.”

Ama Elif’in iç sesi başka bir şey söylüyordu: Belki de hayat da bir kaşedir… ve her yaptığımız iş, her söylediğimiz söz, ardımızda bıraktığımız bir izdir.

Strateji ile Duygu Arasında

Cem, kaşeye yalnızca gerekli bilgileri yazmak taraftarıydı: Şirket adı, vergi numarası, adres. Nokta. Onun için önemli olan işin tamamlanması, imzanın atılması ve hedefe ulaşılmasıydı.

Elif ise kaşeyi bir marka ruhu, bir kimlik olarak görüyordu. “İçine bir motto yazalım,” dedi. “Mesela ‘Hayallerinizi Gerçeğe Dönüştürür’ gibi…”

— “Gereksiz,” dedi Cem. “Zaman kaybı.”

— “Belki senin için öyle,” dedi Elif. “Ama bir insan, o kaşeye baktığında yalnızca bir şirket değil, bir hikâye görmeli.”

İşte o anda fark ettiler ki mesele kaşenin üstünde ne yazacağı değil, aslında onların hayata nasıl baktıklarıydı. Biri sonuç odaklı, diğeri anlam odaklıydı. Ve tam da bu yüzden birlikte harika bir ekiptiler.

Kaşe Bir İzdir, Tıpkı Bizim Gibi

Gün geldi, dosyalar tamamlandı, evraklar hazırlandı. Elif son anda küçük bir detay ekledi. Kaşenin altına minicik bir cümle kondurdu:

“Birlikte attığımız her adım, iz bırakır.”

Cem, önce itiraz etti ama sonra gülümsedi. Çünkü o küçücük cümle, sadece müşteriye değil, ikisine de bir şey anlatıyordu. Yaptıkları iş, attıkları imza, basılan kaşe… hepsi geride bir iz bırakıyordu.

Tıpkı hayat gibi. İnsanların kalplerine, hatıralarına, ilişkilerine bıraktıkları iz gibi.

Son Söz: Kaşe Sadece Bir Kelime Değil

“Kaşe de ne yazar?” diye sormuştun ya… Aslında kaşede, kim olduğun, neye inandığın, neyi temsil ettiğin yazar. Bazen birkaç harf, bazen bir motto, bazen bir hatıra. Ama en çok da, ardında bırakmak istediğin iz yazar.

Elif ve Cem’in hikâyesi belki bir iş yerinde başladı ama onların fark ettiği şey evrenseldi: Hayatta attığımız her imza, söylediğimiz her söz, bastığımız her kaşe aslında kim olduğumuzu anlatır.

Şimdi sıra sende… Senin kaşende ne yazar? “Onaylandı” mı, “Sevgiyle” mi, “İz Bırakır” mı? Belki de hepsi. Yorumlara yaz, birlikte keşfedelim. 🌿

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort deneme bonusu
Sitemap
ilbet girişvdcasino yeni girişilbet yeni girişwww.betexper.xyz/