Organik ve Inorganik Ayrımı Nasıl Yapılır? Bir Genç Yetişkinin İronik Rehberi
Organik Mi? Inorganik Mi? Durum Ne?
İzmir’de, sıcaktan bunalmış bir şekilde kafede arkadaşlarla buluşmuşken, biri aniden “Bu yediğimiz pizza organik mi?” diye sormuştu. Ben de, “Organik pizza ne demek, pizza yerken doğada mı geziyoruz?” diye cevap verdim. Arkadaşlarım gülüp geçti ama içimden bir ses, “Bunu araştırmam gerek” dedi. Ve işte burada, organik ve inorganik ayrımı nasıl yapılır sorusuyla baş başa kaldım.
Gelin, hep birlikte bu konuya eğlenceli bir şekilde dalalım. Hem de “Evet, organik mi inorganik mi, kim takar” havasında değil, biraz da kafa karıştırıcı ama eğlenceli bir şekilde!
Organik Nedir?
Öncelikle, organik kelimesinin anlamını bulmamız lazım. “Organik” dediğimizde ilk akla gelen şeyler genelde meyve, sebze ve sağlıklı yaşam ürünleri olsa da aslında daha derin bir anlam taşıyor. Bir şey organikse, doğada kendi kendine var olan, doğal süreçlerle oluşmuş bir şeydir. Yani bu, doğa yasalarına uygun, fabrikada işlenmemiş veya yapay katkı maddeleri içermeyen bir şeydir. Organik bir madde, karbon içerir, canlandırıcıdır, ve genellikle daha “doğal” hissi verir.
Ama gelin şimdi, her şeyin bu kadar net olmadığına bakalım. İzmir’deki sahil boyunca yürürken, bir arkadaşım bana “Ya, bu kaykay çok organik, ne kadar doğal duruyor” dedi. Ben de “Bunu fabrikada yapmadılar mı zaten?” diye sordum. İçimdeki bilim insanı bir an öne çıktı, ama sonra fark ettim ki kaykay organik falan değil, ama sağlıklı bir algı yaratıyor. Yani bazı şeyleri de kafamızda “organik” olarak etiketleyebiliyoruz.
İnorganik Nedir?
Şimdi, diğer tarafa bakalım. İnorganik demek, aslında organik olmayan, doğada kendi başına var olmayan şeyler demektir. Bu, çoğunlukla karbon içermeyen maddeler anlamına gelir. Örneğin, plastik, metal, cam gibi şeyler inorganik maddelerdir. Tabii, “İnorganik” dedikçe, aklıma çocuklukta plastik arabalarım gelmeye başladı… Onlar da doğal mıydı? Hmmm, derin düşünceler…
Bir gün arkadaşım “Bu yeni telefonum organik mi?” diye sordu. Hemen içimden “Telefon, plastik, metal ve camdan yapılmış; organik değil tabii ki” dedim, ama dışarıdan sadece “Evet, telefonun organik olması biraz zor olurdu, değil mi?” diyebildim. Telefonun “organik” olması nasıl olurdu ki? Bu da başka bir yazı konusu.
İnorganik maddeler fabrikada üretilir ve doğal süreçlerden geçmezler. Ama bu, kötü oldukları anlamına gelmiyor. Hadi, gelin biraz daha gerçekçi olalım: Plastik bir şişe, suyu taşımada son derece kullanışlıdır, değil mi? Ama işin sonunda, çevreye zararlı olabiliyor. Yani inorganiklerin de bazı avantajları var, ama her zaman bilinçli bir seçim yapmamız gerekiyor.
İçimden Geçen Diyalog: Organik ve İnorganik Arasındaki Savaş
Kafamda bir savaş başladı: İçimdeki “organikçi” diyor ki: “Bak, organik maddeler doğada kendiliğinden oluşurlar, çevre dostudurlar!” İçimdeki “inorganikçi” ise cevap veriyor: “Ama inorganikler pratik, daha dayanıklı, bazen her şeyden çok daha kullanışlılar!” İkisi de haklı, ikisi de yerinde. Ama kimse kimseyi ikna etmiyor, bu işler böyle. Her iki taraf da kendini doğru görüyor.
Bence asıl mesele, neyin organik olup olmadığı değil, onun ne kadar bize ve çevreye faydalı olduğudur. Yani organik bir şeyin daha iyi olduğu düşüncesi, bazen biraz klişe olabilir. Hadi gelin, hemen örnek verelim: O kadar doğal, organik diye satılan şeylerin içinde de şeker, katkı maddesi, hatta kimyasal bile olabilir.
Organik ve İnorganik Ayrımını Günlük Hayatla Bağlamak
Bu organik ve inorganik ayrımını gerçek hayatla nasıl bağlayabiliriz? Şöyle diyelim: Akşam yemeğinde arkadaşım salata istedi ve “Organik olsun, lütfen” dedi. Sonra ben de “Tamam, ama domatesi alırken dikkat et, sakın inorganik olmasın” diye espri yaptım. Şimdi, salata organik mi, inorganik mi? O da bir tartışma konusu.
İşin komik yanı şu: Hangi madde organik ya da inorganik olursa olsun, biz insanlar her şeyin “ne kadar doğal” olduğuna takılıyoruz. Örneğin, organik yiyecekler yemek sağlıklı olabileceğini düşündürse de, bazen aynı yiyecekleri organik diye alıp da yanlış bir şekilde işleyip yiyoruz. Bu da “organik” olmanın yeri gelince kafa karıştırıcı bir yanıdır.
Sonuçta: Ne Olursa Olsun, Duygusal Olarak ‘Organik’ Kalmalıyız
Sonuçta, organik ve inorganik arasındaki ayrım aslında çok basit değil. İçinde bulunduğumuz toplumda, herkesin kafasında kendi “organik” anlayışı var. Bu yazı, o kadar da ciddi bir şey değil, ama bazen hayatın içindeki küçük ayrımlar, bazen bizi gereksiz yere düşündürür. Belki de en önemli soru şu: Hangi konuda organik kalmalıyız? Maddeler, ürünler, ya da belki de sadece hayatın kendisi. Sonuçta, her şeyin bir “doğal” tarafı var, ama gerçek “organik” olmak, her durumda dürüst ve içten olabilmekte.
Sonuç olarak, organik ve inorganik arasındaki sınırlar, bizim yaşamımızda ne kadar derin ve anlamlı yerler bulacağına karar vermekle ilgili. Sizin organik, benim organik, ya da belki hepimizin bir arada oluşturduğu şey: Hayat!